Ekoturizm Tehdidi Ormanlara Sıçradı
Çanakkale’de ekoturizm adı altında tarım ve doğal alanlar üzerinde yürütülen projeler, yıllardır süregelen tartışmaların odağında yer alıyor. Daha önce yalnızca tarım arazilerine verilen ekoturizm izinleri, şimdi ormanlık alanlara yönelerek yeni bir tehdidi beraberinde getiriyor. Çanakkale’nin en önemli gelir kaynağı tarım ve turizm. Çanakkale tarımına son zamanlarda verilen en büyük zararlardan biri de Ekoturizm. Çanakkale genelinde verimli tarım arazileri Ekoturizm adı altında ranta çevriliyor. Şimdiye kadar yüzlerce dosya geçti il genel meclisinde. Yüzlercesi de sırada bekliyor. AK Parti ve CHP’li meclis üyelerinin katkısı ile geçen her bir dosya bir tarım arazisinin ranta kurban edilmesi anlamına geliyor.
Çanakkale, Türkiye çapında tüm belediyeler ve özel idareler nezdinde yapılan en yoğun ekoturizm başvuru sayısına ve onaylanan ekoturizm imar planına sahip. Ekoturizm imar planları, tarım arazilerinin ekolojik turizm amaçlı olarak imara açılmasından ibaret bir plan. Fakat bu proje, verimli tarım arazilerini ranta çevirme yoluna dönüştü. Fiili uygulamada bu plan başvurularının, çoğunlukla, konut yapılmasına mevzuatın izin vermediği alanlarda konut/lüks site yapmak veya tarla vasfındaki araziyi köylü malikten ucuza satın alıp, imarlı hale getirerek rant oluşturmak olduğu görüldü.
![]()
TARIM ARAZİLERİNE LÜKS SİTELER YAPILIYOR!
Özellikle Çanakkale’nin verimli tarım arazilerinin olduğu ve deniz manzaralı olduğu tarlalar seçiliyor. Ekoturizm dosyalarının tarım arazilerini ucuza satın alarak üzerine inşa ettikleri lüks site ve villalara çevrildiğini tüm meclis üyeleri bilirken CHP ve AKP’li meclis üyeleri bu talana göz yumarak tüm dosyalara onay veriyorlar.Çanakkale İl Genel Meclisinde CHP’li Can Algönül’ün yanı sıra İYİ Partili İl Genel Meclis üyeleri Yakup Uzun ve Murat Çağlayan dışında tüm meclis üyeleri ekoturiz dosyalarına onay veriyorlar. CHP’li İl Genel Meclis üyesi Sadık Göğüsgeren ise sadece Bayramiç’e yapılacak olan ekoturizm dosyalarına onay verirken diğer projelere hayır veren bir başka isim.
KONUT AMAÇLI KULLANIYORLAR
Onay alınan dosyaların asıl amacının dışında kullanıldığı, ortaya çıkan veriler de kanıtladı. Şimdiye kadar Çanakkale’de 293 ekoturizm imar planı onaylanmış, bunlardan 256’ında imar uygulaması yapılmış. Önceki uygulamada asgari başvuru şartı 5 dönüm, bölünme şartı 2 dönüm olan; daha sonra yapılan mevzuat değişikliği ile asgari başvuru şartı 15 dönüm, bölünme şartı 10 dönüm olan ekoturizm planları sonucunda; yapılan bölünme (ifraz) işlemleri ile çeşitli arazi büyüklüklerinde 1011 ekoturizm imar parseli oluşturulmuş. 11 parsel için yapı kullanma izin belgesi alınmış, bunlardan sadece 5’inde İşyeri ve Çalışma Ruhsatı alınmış, İşyeri ve Çalışma ruhsatı alan 5 tesisten yalnızca 2’si Turizm İşletme Belgesi almış. İşyeri ve Çalışma Ruhsatı almamış 6 tesisten 4’ünün konut amaçlı olarak kullanıldığı, diğer 2’sinin boş olduğu tespit edilmiş.
![]()
VALİ EKOTURİZM PROJELERİNE KARŞI
Çanakkale Valisi Doç.Dr. Ömer Toraman ise geçmişte onaylanan proje sayısı ile kapsadığı alanlar ile halen onay bekleyen ekoturizm dosyalarını inceledikten sonra ekoturizm projelerinin gündeme alınarak onaylanmamasını rica etti. Ancak meclisteki yoğunluk nedeniyle dosyalar yeniden gündeme gelince Vali Toraman’ın 14 dosyayı red etti, 50’den fazla proje dosyasının ise denetim yolunu seçti.
Çanakkale il genelinde 11,5 milyon metrekare tarım arazisinin denetimsiz bir şekilde ekoturizm imar değişiklikleri ile imara açılmasına tepkili olan Çanakkale Valisi Doç.Dr. Ömer Toraman ayrıca önceki dönem Çanakkale Valisi İlhami Aktaş’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptığı müracaatında göz önüne alınmasını istedi. Bakanlık “Çanakkale’de verilecek ekoturizm dosyalarında minimum 40 dönüm arazi şartı aransın” yazısına uygun hareket ediyor.
ÇANAKKALE’DEN GEÇMEYECEĞİ İÇİN Mİ BAKANLIĞA MÜRACAAT EDİLDİ?
Ekoturizm, doğayla uyumlu bir turizm anlayışını hedeflemesi gerekirken, son yıllarda rant ve talan aracı olarak kullanıldığına dair eleştiriler giderek artıyor. Kocadağ Dört Mevsim Turizm A.Ş. tarafından hazırlanan bu proje, ekoturizm kavramını gerçek anlamından uzaklaştırarak bölgenin doğal ekosistemini ve biyoçeşitliliğini tehdit edecek boyutlara ulaştı.
Ayvacık ilçesi Erecek Köyü yakınlarında 300 dönüm arazi üzerinde inşa edilmesi planlanan 243 odalı ekoturizm oteli, Çanakkale’nin orman ekosistemine büyük zarar vermesinden endişe ediliyor. Şirketin 300 dönüm civarındaki araziye ekoturizm imar değişikliği izni alması Çanakkale İl Genel Meclisinde mümkün idi. Ancak Çanakkale Valisi Ömer Toraman’ın veto etme ihtimali de vardı.
![]()
PROJE TARIM VE ORMANLIK ALANLARI KAPSIYOR!
Kocadağ Dört Mevsim Turizm A.Ş. tarafından hazırlanan ÇED dosyasındaki 300 dönüm arazinin tarım arazilerinin yanı sıra ormanlık alanları kapsaması projenin onay verilmeme ihtimalini artıran bir başka etken idi. Şirketin bu sebeple Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ekoturizm tesisi yapmak için ÇED başvurusu yaptığı akıllara getiriyor.
ÇED SÜRECİ VE KAMUOYU TEPKİSİ
Proje aynı zamanda ilk kez bir ekoturizm projesi için ÇED raporu istenmesi açısından da önemli. Projeye ÇED olumlu kararı verilir ise; tarım arazilerini ranta açan ekoturizm dosyaları için ormanlık alanlarda hedef haline gelecek.
ÇED OLUMLU KARARI ÇIKARSA ORMANLAR EKOTURİZM YAĞMASINA AÇILABİLECEK!
Bu proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yapılan ÇED başvurusu, Çanakkale’nin ekoturizm projelerinde yeni bir süreci başlatıyor. Ancak kamuoyu, bölgenin ekolojik dengesinin bozulmaması gerektiğini vurguluyor. Yerel halk ve çevreciler, yasal süreçlerin doğru işletilmesi ve çevresel etki raporunun şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini savunuyor. Eğer ÇED süreci tamamlanır ve proje onaylanırsa, Çanakkale’nin ormanlık alanlarının turizme açılması kaçınılmaz bir gerçek haline gelecek.
Ekoturizm, sürdürülebilir doğa turizmini desteklemeyi amaçlasa da, Türkiye’de bu kavram sık sık kontrolsüz inşaat projeleriyle anılıyor. Çanakkale’nin tarım arazileri ve doğal sit alanlarına zarar veren geçmiş projeler göz önüne alındığında, ormanlık bir bölgeye yapılan ilk büyük ölçekli ekoturizm tesisi, olumsuz etkileri açısından ciddi endişeler yaratıyor.
Projeye dair tartışmalar, ekoturizmin gerçekten doğayla uyumlu bir kalkınma modeli mi yoksa yeni bir betonlaşma furyasının parçası mı olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Ekoturizm projelerinin uygulandığı alanlarda doğaya zarar verilmemesi ve yerel ekosistemlerin korunması gerekirken, Erecek Köyü’ndeki proje bölgedeki ağaç kesimi, habitat kaybı ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkileri ile dikkat çekiyor.
ORMANLIK ALANLAR KORUNMALI!
Çanakkale’nin zengin biyoçeşitliliği, endemik türleri ve orman ekosistemleriyle hem yerel halk hem de doğa severler için büyük bir değer taşıyor. Ancak bu tür projeler, orman ekosistemlerinin zaman içinde otel komplekslerine dönüşmesine yol açabilir.Yerel çevre aktivistleri ve sivil toplum kuruluşları, ormanların betonlaşma tehdidi altına girmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtiyor. Eğer ÇED sürecinden olumlu sonuç alınırsa, bu proje diğer ekoturizm projelerine de emsal teşkil ederek ormanlık alanların turizm tesislerine dönüştürülmesinin önünü açabilir.
TÜRKİYE’DE ORMAN VE TARIM ALANLARINA YAPILAN EKOTURİZM PROJELERİ VE ZARARLARI
Türkiye’de ormanlık alanlara ve tarım arazilerine yapılan büyük ölçekli projeler, ekosistem üzerinde ciddi tahribat yaratabiliyor. Örneğin, İstanbul’un Kuzey Ormanları, üçüncü köprü ve havaalanı projeleri nedeniyle büyük kayıplar yaşadı. Bu projeler, orman ekosisteminin parçalanmasına, su kaynaklarının azalmasına ve karbon dengesinin bozulmasına yol açtı.Benzer şekilde, Muğla ve Antalya’daki ekoturizm projeleri, ormanlık alanların otel ve tatil köylerine dönüşmesine neden oldu. Bu tür projeler, orman yangınları riskini artırırken, bölgedeki doğal yaşamı da tehdit ediyor.
DOĞA KORUMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM MÜMKÜN MÜ?
Çanakkale’nin turizm potansiyeli yüksek olsa da, bu potansiyelin betonlaşma ve doğa tahribatı ile değil, gerçekten sürdürülebilir ve doğaya duyarlı projelerle değerlendirilmesi gerektiği savunuluyor. Uzmanlar, ekoturizmin doğru uygulandığında bölgeye hem ekonomik hem de ekolojik fayda sağlayabileceğini ancak kontrolsüz yatırımların ormanlık alanları ve tarım arazilerini geri dönüşsüz bir şekilde yok edebileceğini ifade ediyor. Erecek Köyü’ndeki proje, ekoturizmin doğa dostu olup olmadığı konusundaki tartışmaları bir kez daha alevlendirirken, kamuoyunun tepkisi ve sürecin nasıl ilerleyeceği büyük önem taşıyor.
