“Koza’ya Çanakkale’de Geçit Vermeyeceğiz”
Çanakkale Belediyesi, Koza Altın A.Ş tarafından Serçiler ve Terziler köyleri yakınında planlanan altın-gümüş madeni projesi için 17 Eylül 2025 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali istemiyle dava açtı. Dava, Atikhisar Barajı’nın kentin tek içme su kaynağı olması nedeniyle; ekosistem, tarım ve halk sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturabileceği gerekçesiyle açıldı.
“ÇED SÜREÇLERİ GÖSTERMELİK HALE GELDİ”
Çanakkale Adliyesine yapılan müracaatın ardından ortak basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamada Çanakkale Belediyesi ve çevre örgütleri, söz konusu kararın halkın, uzmanların ve belediyelerin tüm itirazlarına rağmen alındığını belirtildi. Çanakkale halkı, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, STK’lar ve ekoloji örgütleri tarafından sunulan binlerce itiraz dilekçesi dikkate alınmadığına açıklamada vurgu yapıldı.
![]()
Hatırlanacağı üzere, aynı proje için 2017’de verilen ilk “ÇED Olumlu” kararı, mahkeme kararıyla iptal edilmiş, bilirkişi raporunda “Atikhisar Barajı dibinde bu proje gerçekleşemez, kamu yararı yoktur” tespiti yapılmıştı.
“EKO KIRIM PROJESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Basın açıklamasında, projenin çevreye vereceği zararlara dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: “Bu proje hayata geçerse 93 hektar orman yok edilecek, 23 hektar tarım alanı ortadan kaldırılacak. Asit maden drenajı nedeniyle açığa çıkacak ağır metaller, yer altı ve yüzey sularını kirletecek, Atikhisar Barajı’nı kullanılamaz hale getirecektir. Çanakkale halkı olarak buna izin vermeyeceğiz.”
![]()
ÇANAKKALE BAROSU VE STK’LAR SÜRECE DAHİL OLUYOR
Çanakkale halkı ve çevre örgütleri, belediyenin açtığı davaya müdahil olmak üzere Çanakkale Barosu’na dilekçelerini sundu. Ayrıca Kazdağları Ekoloji Birliği, Çanakkale Ziraat Odası, Eskişehir Ekoloji Derneği gibi sivil toplum kuruluşları da önümüzdeki günlerde dava açacaklarını açıkladı. Çanakkale Belediyesi, tüm vatandaşları ve çevre örgütlerini hukuki sürece destek olmaya çağırdı: “Atikhisar Barajı’nı, toprağımızı ve yaşam alanlarımızı korumak için yalnızca alanlarda değil, mahkeme salonlarında da omuz omuza mücadele edeceğiz.”
